Bir Milyoner hikayesi

Merhaba, blogumu okumayan insanlar. bugün sonunda yazabildigim için çok mutluyum, çünkü sonunda bugün yarıştıgım program yayınlanıyor, ve şu anda yarışmaya katıldıgım zamanki kadar heyecanlıyım. fragmanı açıp açıp senin orda ne işin var diyorum, gülüp kapatıyorum.

Neyse konunun yine sonundan başlamadan önce başını anlatayım. 4 ekimde başvuru yaptım yarışmaya ve bir hafta sonra ilk mülakata çağırdılar. Ben şok tabi what the f diyorum içimden çünkü çağırmaları için başvurmamıştım :D neyse gittim hazır çağırılmışken. heyecan level o zamanın leveline göre en üst seviyede. 3 dk konuştuk formun üzerinden geçtik kısaca. öyle ekstrem birşey sormadılar bence sadece formda yazdıkların dogrumu diye bakıyorlar trolmusun salladınmı, fotograftaki sen misin fln gibi. neyse ben çok heyecanlı olunca yarış motoru kıvamında konuşunca benimki dahada kısa sürdü. ben kendimi fazlasıyla ifade ettigimi düşünürken megersem adam söylediklerimi takip edememiş fln. dedi ikinciye çağırırsak daha sakin ol heyecanını bastır ve güler yüzlü ol dedi. dedim içimden he tabi ya benim neden aklıma gelmedi bunlar ~_~ neyse dedim ikiye çağırmazlar zaten düz adam samiden daha düz bir insanım sonuçta. memelekette düz adama kıran mı girdiki beni çağırsınlar fln diyorum. çarşamba günü tekrar aradılar perşembe günü mülakata gel ikinciye diye. dedim tamam geliyorum, hemen uçak biletlerini fln aldım sabah gidip öğlen dönüyorum istanbuldan. bu sefer dedim smileee :D :D  hadi bakalım. 6 kişilik bir jürimsi, ki içinde yapımcı, koordinatör, editor, senarist, yönetmen gibi değişik insanları barındırıyor, ile görüşmeye girdim birde bir köşede kamera varmış ama ben görmedim kamerayı incelemedim yani. Bu arada 10 soruluk bir test yaptılar genelde 60.000 seviyesinde sorularmış, zordu bazıları yani ilgileniyorsan bilebilecegin şeylerdi. ama kaç dogru yaptıgının bir anlamı yok onlar için, sadece 0 çekersen çağırmıyorlarmış :D

Girdim dedim ben rakoun ankaradan şöyle böyle tanıttım kendimi, arada bir sırıtıyorum ama fake hep o sırıtışlar. işte niye gezdin bu kadar, parayı ne yapacaksın ne çalışıyorsun fln, bir bir anlattım, fizikten konuşurken şevke gelirim hemen el kol hareketleri agır fizyon çarpışmalarını anlatırken elleri çarpıştırma fln baya bilale anlatır gibi anlattım nerdeyse çalışmalarımın temelini. dedim bu kadir inanırın nalet olsun dediği iş işte yaptığım. sonra türkiyede akademisyen olmak zor fln dedim. okucam ben daha bu ne ki alt tarafı doktoradayım daha dedim.Ok dediler hadi çık biz seni bugun 5 e kadar arayacagız çekim için haber verecegiz.
Uçaktan indim saat 5 bçk gibi telefonu açmamla aramaları bir oldu daha havalanından çıkmamıştım. dediler bu haftasonu çekime gel, ben daha çalışmadım ama ya diye bagırıyorum içimden tabi. 14 ekim olmuş bu arada tarih 10 gün içinde başıma açtıgım işlere bak diyorum ama vazgeçmeyide korkup kaçmayıda yediremiyorum. Kuralları olması gerekenleri anlattılar, cuma günümü hazırlıga ayırmak zorunda kaldım. iş yerinde bile joker listesi yollamaca fotograflarını begendirmece, ne giyinecegim düşünceleri ile uğraştım. Bu arada not bu yarışmanın beni en çok zorlayan ilk kısmı ne giyinecegimi seçmekdi -__- siyah beyaz çizgili kareli yasak birde günlük kıyafetten bir tık şık olmanızı bekliyoruz dedi. oldu o zaman ben çıplak geleyim dedim yine içimden. kadın anlamadı önce dedim neyse tamam ayarlıcam. neyse aldım bir gömlek üç dolabı birleştirip üç farklı kıyafet oluşturabildik allahtan.
 -----------------
tekrar merhaba yazının buraya kadar ki kısmını ne aman yazdıgımı hatırlamıyorum, ama anladıgım kadarıyla mülakatlara kadar anlatabilmişim.
Bundan sonrasını kısaca özet geçeyim,zaten neden o kdar uzun yazdıysam, herhalde sizin için değil kendim içindi.
Çekimler için gittik bua rada yanınızda bir kişiyide götürebiliyorsunuz, ve otel yol karşılıyorlar, yani kalacak yeriniz olmadıgını söylemeniz yeterli.
ilk hafta Burcuyla gittik, ve can dostlarımda arkadan geldiler, tam 3 kişiydiler izleyici kadrosunda  zaten daha fazlasını kabul etmiyorlar. çok eğlendik, çok güldük ve konuştuk. ama malesef çekim sırası bana gelmedi, ve pazar günüde çekime çağırmadıkları için, pazar gününü sadece gezmeye ayırabildik.
Bir sonraki hafta tekrar çağırdılar ve bu seferde yağmur ile gittik, ablamda istanbuldaydı bu sefer, iki izleyici ile yarıştım. hayatımda yaşadığım en büyük heyecanlardan biriydi. hatta şimdiye kadar bundan daha heyecanlı oldugum bir zamanı hatırlamıyorum, ama bir yandana mutlu oldugum için hep güzel şeyler kalmış aklımda. allah var çok iyi davransılar bana, ve çok güzel insanlarla tanıştım ordan. hatta arkadaş olduklarım bile var.
yarışamyı izlemek isteyen 630. bölümün 54. dakikalarını fln izleyebilir.
Bu da yapabilecegim en büyük ifşadır, daha da devam etmeyeyim.
Görüşmek üzere.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

bok böceğinin hikayesi.

zamanın tıktıkları

gossip girl vs küçük sırlar