Kayıtlar

Mayıs, 2010 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
çok beğendim bu yazıyı, Roni margulies in herhangi bir yazısını bu kdar beğenebileceğimi düşünmüyordum. paylaşmakta fayda var sanırım. Dinsiz demek doğru olmaz belki ama, dine önem vermeyen bir ailenin çocuğu olduğum için, kendimi bildim bileli dinsiz olmuşumdur. Önce ateist sonra da sosyalist olurken aşmam gereken, aileden ve erken eğitimden gelen derin bir inancım zaten yoktu, hiç olmadı. Şimdi olduğumdan bile daha ateşli, daha kendini bilmez olduğum yıllarda, Tanrı’ya inananların, basitçe söylersem, yeterince akıllı olmadığını düşünürdüm. Dünyayı algılayıp yorumlayacak zekâya sahip olmadıklarına inanırdım. İnsanlık tarafından hayal edilip uydurulduğu bu kadar açık olan bir Şey’e tapmak, ricalarda bulunmak, garip yetenekler atfetmek, herhalde akıllı bir insanın yapacağı bir şey olamazdı. Herhangi bir Tanrı’yla yine işim yok, ama Türkiye’de 10-15 yıldır yaşanan derin siyasî yarılma bütün bunları baştan düşünmeye zorladı beni. Bir okuyucumun aşağıdaki mektubunu okuduğumda

"Okul, genç beyinlere insanlığa saygıyı, millet ve ülkeye sevgiyi, bağımsızlık onurunu öğretir"di bir zamanlar

Okul, genç beyinlere insanlığa saygıyı, millet ve ülkeye sevgiyi, bağımsızlık onurunu öğretir. tabii ki bu söz ulu önder mustafa kemal atatürk e ait. bu sözünü daha önce duymamıştım duysam da ne ütopik dersim zaten.tarih ödevimi yaparken devletçiliğin sosyalizm ve kapitalizmden farklarını anlamaya çalışırken okudum bu sözü. benim okulum benim okullarım belki de, hiç öğretmediler yada öğretemediler insanlığa saygıyı . insan olduğu için saygı göstermeyip kıyafetleri nedeniyle yargıladılar insanları yada seçimleri yüzünden. bizim okullarımızın bazıları sakalı küpeyi bazıları başörtüsünü bazıları, özel seçimlerimizi yasakladı. insanlığımıza saygı duyamadılar çoğunlukla. saygı duysalar bu kadar düşünce kavgaları bu kadar uzaklaştırmalar olur muydu ? benim okullarım millet ve ülkeye sevgiyi her sınıfa astıkları atatürk ve türk bayrağıyla aşılamaya çalıştılar. bir yandan da batıyı avrupa yı överek ne kadar zavallı bir ülke olduğumuzu söyleyerek ülkemizi milletimizi sevmemeyi öğrettiler. beyi

dönmek.

Resim
zor geldi dönmek gitmek dönmekten hep daha kolaydır. derler ya kuyruğunu sıkıştırıp geri döndü diye işte öyle bir şey dönmek. gidince kolaydı terk ettiklerini arkada bıraktıklarını düşünmeden gitmek. en kolayı. geri dönmekse en zoru bıraktığın insanların yanına sırt çevirdiklerine geri dönmek. ilerlememiş gibi hissetmek bazen, dönmek istememek. işte bende geri döndüm, geri değil aslında sadece döndüm. zaten sırtımı çevirmemiştim hiç giderken sadece uzakta kalmak istemiştim herşeyden, kürkçü dükkanına dönmek istedim sadece evime. döndüğümde gülen yüzler görmek, döndüğümde gördüğüm yüzlerle gülümsemek. en güzeli ve rahatı sanırım. hatta birde giderken arkanda bıraktıklarının gülümsemesi gülerek el sallamaları arkandan işte bu dedirtti yine. iki evim var gibi iki dükkan. neyse ne diyordum. gitmek dönemk kalmak karar vermek zor şeyler bunlar. hayatı hayat yapan şeyler birini terk ederken birine kavuşmak birinden ayrılırken bir başkasına kavuşmak. orta yolu bulamamak. orta yolu bulsakta yin