yapılacak işler üstüme geldikçe bne eski fotograflara anılara bakıyroum, eski resimleri karıştırıyorum. düzenlenmesi gereken yaızlar durdukça önümde ben üstlerinde yemek yiyorum yokmuş gibi yapıyorum. ben bazı şeyleri yok sayıyorum bazı şeylerin mevcudiyetini sınıyorum. ama olmuyor,i yapılmıyor bu işler. çok fazla şey var üzerime gelen. bir kararı almam haftalar sürerken bir cümle yazı yazmam bir ügnümü alıyor. teze bir denklem eklemek için tam bir saat denkeleme bakıyorum. baktıkça kendinden eklenir gibi. bazı şeyler çok zor geliyor özellik hfatasonlarında. özellikle zamnım kalmadığın özellikle yapmak istemediğimde.
bok böceğinin hikayesi.
bir varmış bir yokmuş bir gün bok böceği er adam aramaya karar vermiş artık evlenmek istiyormuş. Neyse gel zaman git zaman düşmüş yollara. ilk olarak bir çobanla karşılaşmış çoban nereye gidersin böyle bok böcüğü demiş, bok böcüğü kızmış sen bana bok böcüğü diyemezsin demiş, tamam demiş çoban ne diyeyim, saçı uzun sellen kadın kendi küççük hükmü büyük gelin kadın diyeceksin demiş. tamam demiş çoban söyle bakalım saçı uzun sellen kadın kendi küççük hükmü büyük gelin kadın nereye gidersin demiş. bok böcüğü de er adam ararım demiş. çoban ben olurum senin erin demiş, dur bakalım demiş bok böcüğü beni neyle döversin evlenirsek, çoban bakınmış etrafına seni sopamla döverim demiş. olmaz demiş bok böcüğü o sopa çok büyük ben dayanamam ona demiş, ve yoluna devam etmiş. derken dere tepe düz gitmiş bir arpa boyu yol gitmiş, bokböcüğü fare ye rastlamış fare nereye gidersin bok böcüğü demiş. bok böcüğü yine kızmış bok böcüğü değil saçı uzun sellen kadın kendi küççük hükmü büyük gelin kadın diyeceks
Yorumlar
Yorum Gönder