Ben senden önce ölmek isterim.
Gidenin arkasından gelen gideni bulacak mı zannediyorsun ?
Ben zannetmiyorum bunu.
İyisi mi, beni yaktırırsın, odanda ocağın üstüne korsun, içinde bir kavanozun.
Kavanoz camdan olsun, şeffaf, beyaz camdan olsun ki içinde beni görebilesin... Fedakarlığımı anlıyorsun: vazgeçtim toprak olmaktan, vazgeçtim çiçek olmaktan senin yanında kalabilmek için. Ve toz oluyorum yaşıyorum yanında senin.
Sonra, sen de ölünce kavanozuma gelirsin.
Ve orda beraber yaşarız külümün içinde
külün, ta ki bir savruk gelin yahut vefasız
bir torun bizi oradan atana kadar...
Ama biz o zamana kadar o kadar
karışacağız ki birbirimize, atıldığımız çöplükte bile
zerrelerimiz yan yana düşecek.
Toprağa beraber dalacağız.
Ve bir gün yabani bir çiçek bu toprak
parçasından nemlenip filizlenirse
sapında muhakkak iki çiçke açacak:
biri sen, biri de ben...

Nazım Hikmet Ran

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

bok böceğinin hikayesi.

zamanın tıktıkları

gossip girl vs küçük sırlar